Deniz Salyası “Müsilaj” Neden Oluşur?
Deniz salyası ya da müsilaj, denizlerde organik madde, özellikle fitoplanktonların (deniz yosunu) aşırı çoğalması sonucu oluşan kalın bir tabakadır. Bu tabaka, denizin yüzeyini veya dibini kaplayarak suyun oksijen seviyesini düşürür ve ekosistemi olumsuz yönde etkiler. Müsilajın oluşum süreci ve etkileri, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin sonucudur. İşte müsilajın nasıl oluştuğu ve etkileri hakkında bilmemiz gerekenler:
Müsilajın Oluşum Süreci
- Aşırı Besin Maddesi Birikimi: Tarım ilaçları, sanayi atıkları, evsel atıklar gibi besin maddelerinin denize karışması, fitoplanktonların aşırı çoğalmasına neden olur. Bu süreç “eutrofikasyon” olarak adlandırılır. Bu besin maddeleri, planktonların hızla büyümesini teşvik eder.
- Yüksek Sıcaklıklar: Marmara Denizi gibi kapalı denizlerde sıcaklıklar arttıkça, denizin üst katmanlarındaki su daha az oksijen taşıyabilir. Bu, planktonların çoğalmasını daha da hızlandırır. Ayrıca, sıcak suyun daha fazla besin maddesini barındırması, müsilaj oluşumunu hızlandırır.
- Düşük Oksijen Seviyeleri: Oksijen seviyelerinin düşmesi, deniz canlılarının hayatta kalmalarını zorlaştırır ve planktonların ölmesiyle daha fazla organik madde birikir. Bu durum da müsilajın yoğunlaşmasına yol açar.
- Su Kirliliği ve Atıklar: Sanayi atıkları, denize dökülen atıklar ve yanlış yönetilen tarım ürünleri, denizdeki besin dengesini bozar ve müsilajın oluşumunu destekler.
Müsilajın Etkileri
- Ekosistem Tahribatı: Müsilaj, denizin üst yüzeyini kaplayarak güneş ışığının suya ulaşmasını engeller. Bu, su altındaki bitkilerin fotosentez yapmasını zorlaştırır ve ekosistemin dengesini bozar.
- Oksijen Azalması: Müsilajın çökelmesi ve parçalanması, denizde oksijen seviyesini düşürür. Bu durum, balıkların ve diğer deniz canlılarının yaşamını tehdit eder.
- Turizm ve Balıkçılık Üzerindeki Olumsuz Etkiler: Müsilajın denizin yüzeyini kaplaması, özellikle turizm ve balıkçılık sektörlerini olumsuz etkiler. Denizin kirlenmesi, plajların kullanılamaz hale gelmesine yol açar ve balıkçılar, ağlarında müsilaj birikmesi nedeniyle zarar görür.
- Biyoçeşitlilik Kaybı: Müsilaj, bazı deniz canlılarının yok olmasına veya sayılarının azalmasına neden olabilir. Bu, deniz ekosisteminde biyoçeşitliliğin kaybolmasına yol açar.
Müsilaj ile Mücadele
Müsilaj sorununu çözebilmek için bir dizi önlem alınması gerekir:
- Sanayi ve Evsel Atıkların Kontrol Altına Alınması: Çevreye atılan kirleticilerin azaltılması ve su arıtma sistemlerinin güçlendirilmesi, müsilajın oluşumunu engelleyebilir.
- Sıcaklık Artışlarının Azaltılması: İklim değişikliğiyle mücadele ederek deniz suyu sıcaklıklarını dengelemek, müsilaj riskini azaltır.
- Bilinçli Tarım Uygulamaları: Tarımda kullanılan kimyasalların denizlere karışmasını engellemek için daha sürdürülebilir tarım yöntemlerine yönelmek önemlidir.
Sonuç olarak, deniz salyası (müsilaj) deniz ekosistemlerini tehdit eden önemli bir çevre sorunudur ve çözülmesi için küresel ölçekte harekete geçmek gerekir.
İLERİ TEKNOLOJİ ARITMA SİSTEMLERİ;
Denizlerdeki kirletici maddelerin (azot, fosfor, ağır metaller, toksik organik maddeler gibi) giderilmesinde kullanılan bu sistemler, gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılmakta ve önemli başarılar elde edilmektedir. Ancak, Türkiye’de bu alanda ciddi eksiklikler ve bilgisizlikler bulunuyor. Bu eksikliklerin, denizlerimizdeki biyolojik çeşitliliği tehdit ettiği ve deniz salyası (müsilaj) gibi çevresel sorunların artmasına yol açtığı bir gerçek.
Maalesef, bazı belediyeler bu sistemlerin işletilmesini ve bakımını yetersiz şekilde yönetmekte, bazen de siyasi sebeplerle bu sistemler kapatılmaktadır. Bu durum, hem çevre hem de halk sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturuyor. İleri teknoloji arıtma sistemlerinin gereksiz olarak kapatılması, sadece kısa vadede tasarruf sağlamak gibi yanlış bir düşünceye dayanıyor. Ancak bu yaklaşımın uzun vadede çevreye, deniz ekosistemlerine ve hatta turizm gibi sektörel alanlara verdiği zararlar çok daha büyük olacaktır.
Bilgisizlik ve yanlış yönetim anlayışları, uzun vadede büyük çevresel ve ekonomik kayıplara yol açabilir. İleri teknoloji arıtma sistemlerinin doğru şekilde kullanılması ve bakımının yapılması, denizlerimizin temiz kalmasını sağlamak ve deniz salyası gibi sorunlarla başa çıkmak için elzemdir.
“EVSEL VE KANALİZASYON ATIKLARI”
Marmara Denizi’ndeki kirliliğin büyük bir kısmı evsel ve kanalizasyon atıklarından kaynaklanmaktadır. Bu atıkların deniz suyuna karışması, deniz ekosisteminde ciddi bozulmalara yol açar ve suyun kalitesini olumsuz etkiler. Evsel atıklar, genellikle atık su sistemlerinden ve evlerde kullanılan temizlik maddelerinden gelir. Bu atıkların denize ulaşması, suyun kimyasal dengesini bozarak, deniz canlılarının yaşamını tehdit eder.
Müsilaj, yani deniz salyası, özellikle organik maddelerin deniz suyunda birikmesi ve mikroorganizmaların yoğunlaşması sonucu oluşur. Evsel ve kanalizasyon atıkları, bu tür mikroorganizmaların aşırı büyümesine neden olarak, müsilajın ortaya çıkmasını tetikler. Marmara Denizi’nde bu iki faktörün birleşmesi, çevreye zarar verici ve ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yaratan bir duruma yol açmaktadır.
Bu bulgular, deniz ekosisteminin korunabilmesi için atık yönetiminin iyileştirilmesi gerektiğini ve deniz kirliliğiyle mücadelede toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini göstermektedir.
Makale Yazarı – Adıyaman Su Arıtma